19 Mayıs 2011 Perşembe

Röportaj: Uğurcan Yıldırım

Chelsea Fc Türkiye'nin kurucusu Uğurcan Yıldırım ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Kendini tanıtır mısın? Kimdir Uğurcan Yıldırım? Ne yapar?
Öncelikle Futbolun Azizleri ekibine ve tüm okuyucularına selamlar. Uğurcan Yıldırım her şeyden önce bildiğiniz gibi Chelsea tutkunu bir Türk. Hayatımın önemli bir bölümünü kaplıyor bu takım ve bundan tek bir an bile sıkılmadım. Chelsea’den arta kalan zamanlarda ise Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okumaktayım. Hayatım bilgisayar ve futbol arasında gelip geçiyor desem pek de yalan söylemiş olmam.

Blog ne zaman,nasıl kuruldu?
Chelsea’nin Türkçe blogunu kurmak uzun zamandır aklımda olan bir fikirdi. Her maçını izlediğim, sürekli takip ettiğim bir takımla ilgili görüşlerimi bir de oturup yazayım, hayatımın iki odak noktası bilgisayar ve futbolu böylece birleştireyim dedim ve girdim bu işe. Portekizce’den Arapça’ya Bulgarca’dan Fince’ye kadar her dilde taraftar blogları olan bir takım Chelsea. Bunların arasında Türkçe’si de olsun dedim ve 2010’un Ağustos’unda yeni sezon başlamadan blogu açmaya karar verdim.

Hangi takımlısın?
Chelsealiyim tabii ki J Ama Türkiye Ligi’nden de Fenerbahçe’yi destekliyorum. 2-3 sene öncesine kadar Fenerbahçe aşkım daha fazlaydı ama son yıllarda Chelsea sevgim Fenerbahçe’yi bir hayli geçmiş durumda. Şöyle açıklayayım; mesela aynı saatte Chelsea-Stoke gibi fazla önemli olmayan bir maç olsun bir de Fenerbahçe-Galatasaray. Giderim Chelsea maçını izlerim. Sanırım bu her şeyi özetliyor.

Türkiye Ligi’ni takip ediyor musun?
Eh, sonuçta burada yaşıyoruz. Tabii ki Türk futbolunu da takip etmekteyim. Ama Premier League’in heyecanı ve kalitesi hiçbir lige değişilmez. Bu yüzden İngiltere futbolu beni her zaman daha çok cezbetmiştir.

Neden Chelsea?
Kendi taraftarı dışında Dünyada ve özellikle Türkiye’de pek fazla yoktur Chelsea’ye sempati duyan insan. Çünkü çoğu insan futbolun içine para fazlasıyla girdiği zaman haksız rekabet olduğunu düşünüp bu kulüplere cephe alırlar. Fakat ben olaya hiçbir zaman bu açıdan bakmadım. Sonuçta Abramovic de tüm yıldızları bu takıma toplamıyor. Nereye ihtiyaç varsa oraya oyuncu alıyor. Tabii ki, 2003’te kulübü aldığı zaman ciddi paralar harcandı ki harcanmalıydı da bu takım bir yerlere gelsin isteniyorsa.  Fakat işte o zamandan kalan bir yargı var insanlarda bu takıma karşı ve bu, Abramovic olduğu sürece de devam edecek. Bu durum Fenerbahçe’de de vardır mesela. Galatasaraylılar-Beşiktaşlılar hiç sevmez Fenerbahçe’yi çünkü Fenerbahçe’nin hep bir zengin kulüp havası vardır. Ama bu duruş benim çok sevdiğim bir duruştur. Nedenini tam olarak bilmiyorum ama belki de işte bu Chelsea-Fenerbahçe benzerliğinden kaynaklanıyor olabilir bu sevdam. Ama her nasıl olursa olsun ben Chelsea mavisine, kulübün yapısına, stadına, her şeyine tutkunum.

Chelsea’nin bu sezonunu değerlendirir misin?
Bu sezon Chelsea için tek kelimeyle şanssız geçti. Harika bir başlangıç yaptık lige, muhteşem gidiyorduk ki önce arka arkaya gelen sakatlıklar vurdu takımı. Kaptan Terry ve Lampard’ın, ardından da Drogba ve Alex’in sakatlıkları ve bir de üstüne Ray Wilkins’in istifası takımı ciddi şekilde etkiledi ve o başlangıçtaki performanslarımızdan eser kalmadı. Ciddi bir düşüş dönemine girdik ve zirveden beşinci sıraya kadar geriledik. Ama sonrasında, devre arasında Luiz’le defansa iyi bir takviye yaptık. Bayağı yararlı oldu geldiğinden bu yana (tabii son ManU maçındaki hatasını saymazsak). Torres’in ise ne yazık ki henüz Torres’liğini göremedik ama inanıyorum ki gelecek sezona şu dört ayını akıllardan silecek performanslarla karşımıza çıkacak... Neyse ki sakatlıkların da düzelmesiyle biraz geç olsa da toparlandık ve ikinciliğe kadar çıktık. Hatta son ManU maçıyla zirveye bile çıkma şansımız vardı ama olmadı. Üzülmedim de açıkçası, çünkü nerelerden geldi bu takım ve ikinciliğe yerleşti. Tüm şanssızlıklara rağmen iyi bir sonuç oldu. Premier League dışında bakacak olursak FA Cup ve League Cup’tan biraz erken elendik, Şampiyonlar Ligi’ndeyse belki bu sene de şampiyona elendik haftaya belli olacak o ama şuna kesinlikle inanıyorum ki seneye tam anlamıyla bir Chelsea olacak ve artık o özlemle beklediğimiz Şampiyonlar Ligi kupasını kaldıracağız. Çünkü böyle şanssızlıklar iki kez üst üste gelemez.

Chelsea’nin Mourinho dönemini nasıl değerlendiriyorsun?
Mourinho, futbol dünyasının şu anki en başarılı teknik adamı, tartışmasız. Ne Guardiola, ne başkası... Onun  komutasında 3 harika sezon geçirdi bu takım. Porto’dan sonra burada da bir Şampiyonlar Ligi kaldırmak istiyordu ama olmadı. Şampiyonlar Ligi dışında her kupayı kaldırdık onunla. Bu kulüp 50 yıl sonra arka arkaya iki kez Premier League şampiyonluğu yaşadı. Ve bunların yanında FA Cup, League Cup, Community Shield... Şüphesiz Chelsea tarihinin en başarılı teknik direktörüydü. Ama bence burada bitmeyecek Mourinho’lu Chelsea dönemi. İngiltere’ye dönmek istediğini sürekli söylüyor Mourinho. Belki Chelsea’nin de özlem duyduğu Şampiyonlar Ligi’ni onunla alırız, belli mi olur.

Takip ettiğin bloglar var mı?
Futbol bloglarına ara sıra bakarım. İlgimi çeken bir başlık olursa okurum. Ama özellikle takip ettiğim bir blog yok.

Bize tavsiyelerin neler?
Bu blog işinde en önemli şey kesinlikle istikrar. İnsanın içinde sürekli futbol ve yazma aşkı olacak. Bir ara verdin mi bu işe, kopar gider. Bu yüzden bu iş hobiden daha öteye gitsin istiyorsanız kesinlikle bıkmadan usanmadan yazın. Kazanacaklarınız kaybedeceklerinizden daha fazla olur, emin olun.

Blogların hayatımızdaki yeri nedir?
Sıradan internet kullanıcıları için pek bir anlam ifade etmiyor bloglar. Bilmeyenler bile var. Ama bizim gibiler için hayatın önemli bir kısmını kaplıyor. Özellikle futbol blogları. Ve bundan da gayet memnunum.

Rijkaard ve Galatasaray neden olmadı?
Açıkçası Galatasaray’ı pek takip etmem. Ama Rijkaard’la ilgili birkaç görüşüm var. Öncelikle Rijkaard çok başarılı bir teknik adam değil, bunu bilmek gerek. Bu yüzden Galatasaray’da başarılı olmasının beklenmesi saçma zaten. Barcelona’da aldığı başarılar onu çok iyi bir teknik direktör olarak gösterir mi, hayır. Çünkü o takımın başına kimi koyarsan koy o başarıları yakalayacak bir kadroydu o... Zaten Rijkaard’dan sonra da Hagi gibi oyunculuğu harika, teknik adamlığı rezalet bir adamı daha getirdiler işler iyice kötüye gitti. Bülent Ünder nasıl toparlasın bu adamların bıraktığı enkazı. Ama yönetimin değişmesiyle işler gelecek sezon olmasa bile ondan sonraki sezon tamamen rayına oturacaktır.

Alex de Souza hakkında ne düşünüyorsun?
Alex, tam anlamıyla bir 10 numara. Fenerbahçe’ye katkısı büyük; çok mütevazı, inanılmaz bir insan ve kesinlikle istikrarın adı. 34 yaşında hala açık ara Süper Lig’in gol kralı olabiliyorsa denecek fazla bir şey yoktur. Heykeli yapılıp, Lefter’in yanına dikilmeli.

‘Lig bitti.Fenerbahçe şampiyon’ diyebilir miyiz?
2 kez şampiyonluğun son haftada kaybını yaşadı Fenerbahçe. Bir üçüncüsü olmaz, olmamalı. Ama bu sezon özellikle ikinci yarı şampiyonluğu hak eden bir Fenerbahçe vardı. Umarım kazanır.

Yurtdışında mı yaşıyorsun?
Hayır. Şu anda İzmir-Ankara arasında geçen bir hayatım var diyebilirim.

Chelsea’yi,altyapısını takip etmek nasıl bir duygu? Zorlukları var mı?
Benim için herhangi bir zorluğu yok. Maçları zevkle izliyorum, takımın resmi sitesi ve onun dışında birkaç siteden de Chelsea hakkındaki son gelişmeleri öğreniyorum. Kaydadeğer bir durum varsa da blogda paylaşıyorum. Altyapıyı takip etmek daha zevkli aslında benim için. Çünkü futbolda genç yeteneklere karşı her zaman ilgim olmuştur. Sanırım CM-FM gibi oyunlara merakımdan kaynaklanıyor bu durum. Geçtiğimiz günlerde, çoğu takımın aksine tamamı gençlerden oluşan Chelsea Reserves takımımızla İngiltere şampiyonluğu yaşadık ve artık karar verdim, bundan sonra takımın altyapısına blogda daha fazla değineceğim.

Ancelotti Chelsea’den ayrılacak mı?
Bence ayrılmamalı, yani umarım ayrılmaz. Her ne kadar bu sene Chelsea’nin kalitesine göre başarısız geçmiş olsa da bunun nedeni Ancelotti değil. Terry-Lampard-Drogba-Alex gibi oyuncularımızın uzun süreli sakatlıkları ve Ray Wilkins’in ayrılışı takımın sezon içindeki düşüşünün ana nedenleri. Toparlanma dönemi de uzun sürünce zirveye tekrar oynayacak kadar yeterli zaman kalmadı ama gayet iyi bir şekilde ikinci sırada bitirebildik. Dediğim gibi Ancelotti gibi bir teknik adam kesinlikle kalmalı (Mourinho’nun gelme durumu olursa tabii o zaman başka). Ayrıca geçen seneki duble zaferi onunla yaşadığımızı da unutmamak gerek.

Uğur Meleke’nin yazılarını beğenir misin?
Açıkçası Uğur Meleke okumuyorum.  Bu yüzden beğenip beğenmeme konusunda bir şey diyemem. Ama Mehmet Demirkol’un görüşlerini severim mesela. Yorumculuğu iyidir. Spor medyasındaki en takdir ettiğim adamlardan biridir.

Abdullah Avcı. Ülkemizin en istikrarlı teknik adamlarından birisi. Neredeyse taraftarı bile olmayan takımı {son zamanlarda taraflarları da olmaya başladı} Süper Lig'in iddialı takımlarından birisi yapmayı başardı. Genç futbolculara büyük önem veriyor ve dengeyi de mükemmel şekilde kurmuş durumda. Ama üzerine yapışan Galatasaraylı damgası yüzünden de belki de olası Fenerbahçe veya Beşiktaş kariyeri başlamadan bitmiş durumda. Sen Abdullah Avcı ile ilgili neler söylemek istersin ve İBB'deki misyonunu sence de tamamladı mı yoksa hala yapacakları var mı?
Öncelikle sizin de dediğiniz gibi bu başarının tek adı var: İstikrar. 5 yıldır aynı takımın başında olan başka bir teknik adam var mı Süper Lig’de, yok. İyi de bir teknik direktör olunca İBB gibi taraftarı olmayan bir takımı bile gayet iyi yerlere getiriyor. Bu taraftarsızlığın da tek nedeni stat aslında. Şehrin içinde 15-20 bin kişilik bir statları olsa aynı Anadolu takımlarında olduğu gibi bir taraftar kitlesi de kendiliğinden oluşur. Gerçi son yıllarda özellikle üniversite öğrencilerinden oluşan küçük bir destek gurupları var, Bozbaykuşlar ama o küçük destek ne yazık ki o büyük olimpiyat stadında kaybolup gidiyor.  Ama tüm bunlara rağmen bu Süper Lig’in kalıcı takımlarından biri olmayı başardılarsa bunun tek nedeni Abdullah Avcı’dır. Öyle güzel bir kadro kurdu ki birçok oyuncusu büyük takım tecrübesi yaşamış isimler. Bunlarla yetenekli gençleri de birleştirince olay bitiyor zaten. Galatasaray konusuna gelirsek bence öyle bir üzerine yapışma durumu yok. Evet medyada kimi zaman Galatasaray’a gelecek mi, geliyor mu gibi şeyler çıksa da bence ne böyle bir damga var ne de Fenerbahçe-Beşiktaş kariyeri bitmiş durumda. Ki zaten bunlardan önce İBB’deki misyonu kesinlikle bitmiş değil. Bu takımı büyüyen taraftar kitlesiyle de beraber artık ligin kalıcı bir takımının da ötesine, zirveyi zorlayan bir takım haline getirmeli. Bunun için de bahsettiğim tarz bir stat mutlaka şart.

Bursaspor’da bu sezon yaşanan düşüşün sebebi nedir sence?
Fazla görüşüm yok bu konuda ama duyumlarıma göre şehirde geçen seneki gibi şampiyonluğa inanan, buna aç bir taraftar yokmuş. Yani o coşkuda değillermiş. Tabii Bursa gibi bir şehir takımının da moral olarak beslendiği yer taraftarı olunca bu sene şampiyonluğa oynayacak isteği, coşkuyu yakalayamadılar diye düşünüyorum.

Medyada  “Didier Drogba Galatasaray’da” şeklinde haberler var.Drogba ayrılacak mı?Galatasaray’a gelir mi?
Drogba’da yaşından dolayı bir fiziksel düşüş var, evet ama Chelsea onun gibi güçlü, ileri uçta tek başına oynayabilecek bir adam bulmadan bu takımdan kesinlikle ayrılmamalı. Torres bu özellikte değil. Sturridge belki olabilir ama hala Drogba ayarında değil. Belki bu yaz o tarz bir forveti takıma katarsak (gerçi Torres’ten sonra başka bir forvet transferi yapılmayabilir ama bakalım) takımdan ayrılabilir Drogba ama sanmıyorum ki gideceği yer Türkiye olur. Gelirse de öyle bir yıldız oyuncuyla baş edemez Galatasaray.

Chelsea neden şampiyon olamadı bu sezon?
Yukarıda da bahsetmiştim önemli oyuncuların sakatlığı özellikle takımın defansını fena etkiledi. Ayrıca bu takımın önemli bir parçası olan Ray Wilkins’in ayrılışının da oyuncular üzerindeki etkisi fazlaydı. Ama bunların hepsi artık geride kaldı. Büyük şanssızlıklardı, bitti. Dünyanın en iyi ligini ikinci olarak tamamlıyoruz. Hiç de fena değil bunlar rağmen, değil mi... Ama seneye bambaşka bir Chelsea izleyeceğiz. Buna kesinlikle inanıyorum.

Torres transferi hakkında ne düşünüyorsun? Torresteki düşüş ne zaman son bulacak?
Drogba’nın yaşının ilerlemesiyle o bölgeye bir transfer yapılmalıydı. Bu da Torres oldu. Tüm taraftarlar Torres gibi bir kalitenin bu takıma katılmasına çok mutlu oldular doğal olarak. Ama ne kendisi ne de bir başkası bu adamın böyle bir dönem yaşayacağını aklından dahi geçiremezdi. Fakat şuna inanıyorum ki gelecek sezon farklı bir Torres izleyeceğiz. Bu yaz dönemi ona çok iyi gelecek ve ondan öyle performanslar izleyeceğiz ki herkesin aklındaki “50 milyon sterlin=1 gol” görüntüsü tamamen silinecek.

Sence Mourinho mu yoksa Guardiola mı daha iyi bir teknik direktör, bunu bizlere biraz açar mısın?
Daha önce de dediğim gibi şu zamanın tartışmasız en iyi teknik adamı Mourinho. Önce Porto’yla Portekiz Ligi, UEFA, Şampiyonlar Ligi, sonra Chelsea’yle 50 yıl aradan sonra  2 lig şampiyonluğu, ardından Inter’le Serie A ve Şampiyonlar Ligi ve son olarak Real Madrid’le Kral Kupası... Ve her kulüple sayamadığım birçok yerel kupa. Sanırım bunlar Mourinho-Guardiola diye bir kıyaslama olmayacağının iyi bir özeti. Daha önceki Rijkaard örneğinde de olduğu gibi Guardiola’yı da isim yapanın Barcelona olduğunu unutmamalı. Barça gerçekten bir başka, başında kim olursa olsun. Mourinho orada kaldığı sürece de ligde işi çok zor olacak. Bu yüzden de en yakın zamanda Chelsea’nin yolunu tutmalı  ve bu takıma bir de Şampiyonlar Ligi’ni kazandırarak yarım kalan işini tamamlamalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...